İncelenen Makale: Grauer D, Cevidanes LSH, et al. Pharyngeal Airway Volume and Shape From Cone-Beam Computed Tomography: Relationship to Facial Morphology. Am J Orthod Dentofacial Orthop 2009; 136 (December): 805-814.
Geçmiş Deneyimler: Baskı gören havayollarının yüz forumunu etkilediğine inanılmaktadır. Peki yüz morfolojisi ile yutak bölgesindeki havayolunun hacmi ve biçimi arasında bir ilişkinin olduğu gerçeğinden bahsedilebilir mi? Amaç: Çeşitli yüz özeliklerine sahip vakalarda havayolu biçimi ve hacmine ilişkin farklılıkları değerlendirmeye almak.
Katılımcılar: Gelişimlerini tamamlayan 62 hasta araştırma topluluğuna dahil edildi.
Metotlar: Her bir hastanın yutak bölgesindeki havayolunun biçimini ve hacmini değerlendirmek üzere dental volumetik tomografiler (CBCT) kullanıldı. Araştırmanın alt grupları, anteroposterior çene ilişkilerine ve dikey orantılara dayalı olarak belirlendi. Daha sonra bu farklı alt grupların havayolu hacim ve biçimleri arasındaki farklılıklar karşılaştırıldı.
Araştırmanın Sonuçları: Bayanlar ile karşılaştırıldığında erkeklerin yüzlerinin büyükleri önemli ölçüde daha fazlaydı. Hastalar uzun, normal ve kısa yüzlü gruplara ayrıldığında inferior, superior ve toplam havayolu hacimleri herhangi ciddi bir farklılık göstermemekteydi. İskeletsel Sınıf II hastaları genellikle havayolunun ileri yönde eğilim göstermesine, iskeletsel Sınıf III hastaları ise daha dikey olarak konumlanmış bir havayolu biçimine sahipti. Farklı anteroposterior ilişkilere sahip hastalar arasında havayolu hacmi ve biçimi farklılıklar göstermekteydi. Sonuçlar: 3 boyutlu CBCT görüntüler, havayolunun hacmi ve biçimini daha iyi değerlendirmeye ilişkin oldukça iyi bir yol sunmaktadır.
Araştırmacının Yorumları: Bu araştırmanın asıl değeri, havayolu gibi 3 boyutlu yapıları çok daha kusursuz şekilde değerlendirebilmek üzere 3-D görüntülemenin kullanımının ne denli önemli olduğunu vurgulamasıdır. Yüze ilişkin morfolojinin baskı gören havayolu tarafından etkilenmesi uzun süredir şüphelenen bir durum olmasına rağmen 3-D taramanın ortaya çıkışına kadar değerlendirmelerin birçoğu 2-D sefalometrik radyografiler üzerine dayalı olarak gerçekleştirilmiştir. Şu anda, bu değerlendirmede de olduğu gibi 3-D görüntülerin araştırma çalışmalarının doğruluğunu geliştirmesi yapabileceği en büyük katkıdır. 3-D bilgisayarlı tomografilerin kesin biçimde klinik avantajlarının bulunması, sıkışmış köpek dişlerinin lokasyonu ve pozisyonuna ilişkin daha iyi veriler sunması gibi nedenlerinden dolayı 3-boyutlu tarama sistemlerinin ortodonti ofislerinde rutin hale geleceğine inanıyorum.
Araştırmacı: John S. Casko, DDS, MS, PhD
Email: grauerd@dentistry.unc.edu